İlginç bir şekilde, yıllar boyunca tıkınırcasına yeme eğiliminde olan bazı insanlar, kontrolü kaybetme hislerinin zamanla azaldığını ifade etmektedir. Bu deneyimler, onlara tıkınırcasına yeme ataklarının kaçınılmaz olduğunu öğretmiş olabilir ve bu nedenle artık ona karşı gelmeye çalışmamaktadırlar. Hatta bazıları, kaçınılmaz olarak gördükleri tıkınırcasına yeme atakları için önceden hazırlık yaparak, bu şekilde kendini gerçekleştiren bir kehanet ortaya çıkartmaktadırlar. Önceden hazırlanmak, bu bireylere tıkınırcasına yeme periyodunun ne zaman ve nerede gerçekleşeceği konusunda bir derece kontrol sahibi olma olanağı sağlar ve bu sayede bu periyotların etkilerini minimuma indirir. Bu şekilde kontrolü kaybetmemiş gibi hissetmelerine rağmen, bu doğru değildir, çünkü bu bu durumların oluşmasını engelleyemezler. Ayrıca, bu insanlar çoğunlukla yemeye başladıklarında duramadıklarını ifade etmektedirler. Tıkınırcasına yeme bölündüğünde bile devam ediyor gibi görünür -örneğin telefon çalabilir ya da birisi kapıya gelebilir- bu durum ortaya çıktığında, tıkınırcasına yemeye verilen ara bittiğinde tekrar başlamak üzere ara verilmesi sıkça görülür.
İnsanlar, tıkınırcasına yeme alışkanlıklarında ne kadar sık ve hangi tür yiyecekleri tercih ettikleri konusunda çeşitli davranışlar sergilerler. Bu nedenle, tipik bir tıkınırcasına yeme atağını spesifik olarak tanımlamak zordur.
Sıklık ve Süre:
Bulimia nervoza veya tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi tanılar alabilmek için yetişkinlerde, kişinin tıkınırcasına yeme ataklarını ortalama olarak en az haftada bir kez gerçekleştirmesi gerekmektedir. Ancak bu sınır kesin değildir ve zaman içinde değişmiştir. Bu kriter, sadece aralıklı olarak aşırı yiyen kişilerin daha az zarar gördüğü izlenimini verdiği için eleştirilmiştir, çünkü çoğu zaman bu durum doğru değildir. Dolayısıyla, klinisyenler genellikle bu tür sınırları göz ardı ederler. Önemli olan, kişinin düzenli olarak tıkınırcasına yeme alışkanlığına sahip olup olmadığı ve bu atakların kişinin fiziksel sağlığı veya yaşam kalitesini etkileyip etkilemediğidir.
Tıkınırcasına yeme sıklığının önemi de karmaşıktır. Eğer “sadece arada bir” aşırı yiyorsanız, endişelenmeye gerek olmadığı anlamına mı gelir? Tıkınırcasına yeme ne sıklıkta bir sorun haline gelir? Bu, ne kadar sıklıkta tıkınırcasına yendiği, bu alışkanlığın ne kadar süredir devam ettiği ve hangi aralıklarla gerçekleştiği gibi faktörlere bağlıdır. Ya da belirleyici faktör, tıkınırcasına yemenin yaşamınızı ne kadar etkilediği olmalıdır. Önceki belirtildiği gibi, klinisyenler genellikle sorunun ciddiyetiyle ilgilenir; tıkınırcasına yemenin fiziksel sağlığı veya yaşam kalitesini ne kadar etkilediğiyle…
Tıkınırcasına yeme atakları ne kadar sürer? Bu, çeşitli faktörlere bağlıdır ve bunlardan biri kişinin kusmaya niyeti olup olmadığıdır. Oxford’daki hastalarımızdan elde edilen verilere göre, kusan kişilerde tıkınırcasına yeme atakları genellikle yaklaşık bir saat sürerken; kusmayan kişilerde bu süre yaklaşık iki katıdır. Bu durum, neredeyse kesinlikle kusan kişilerin, alınan yiyecek miktarını en aza indirmek amacıyla tıkınırcasına yemeyi mümkün olan en kısa sürede tamamlama baskısı altında hissetmelerinden kaynaklanmaktadır.