Bu kitabın ilk baskısından beri hem kitabın hem de düzenlediğim seansların sayesinde beş yıllık bir birikimim oldu. Başlangıçta çok savaş verdim. Uzmanlar yöntemime burun kıvırdılar. Bugün ise seanslarıma katılmak için dünyanın her köşesinden tiryaki geliyor. Bunların içinde diğer her meslek sahibinden daha fazla doktor var. Bu kitap İngiltere’de sigarayı bırakma konusunda en etkili yardımcı olarak görülüyor ve ünü yurtdışında da hızla yayılıyor.

Ben bir hayırsever değilim. Tamamen kişisel nedenlerden dolayı bana zevk verdiği için sigarayla savaşıyorum –kesinlikle sigara içenlerle değil. Ne zaman bir tiryakinin sigarayı bıraktığını duysam benimle ilgisi olmasa bile içime bir sevinç dolar. Yıllardır aldığım bilince teşekkür mektubu bende sonsuz bir mutluluk yaratır.

Çok kez hayal kırıklığına da uğradım tabii. Buna iki kategoriye ayırdığım tiryakiler neden oldu. Sigarayı kolaylıkla bırakan fakat özellikle de geçen bölümdeki uyarıya rağmen sonra yeniden başlayan ve bir daha bırakamayan tiryakilerin sayısı beni çok üzüyor. Bu yalnızca okuyucular için değil aynı zamanda seanslarıma katılan kişiler için de geçerlidir.

Yaklaşık iki yıl önce bir adam vardı. Çok üzgündü, ağlıyordu. “Bana bir hafta boyunca sigara içmemem için yardımcı olursanız size 1000 pound vereceğim. Bir hafta dayanabilirsem başaracağımı biliyorum.” dedi. Belli bir ücret aldığımı ve onun dışında para vermesine gerek olmadığını söyledim. Grupların birine katıldı ve o kadar kolay başardı ki, kendisi de şaşırdı. Sonra bana çok nazik bir teşekkür mektubu gönderdi.

Seanslara katılanlara ayrılmadan önce son olarak “Sakın unutmayın bir daha bir tek tane bile sigara içmek yok.” derim. Bu adam giderken “Hiç merak etmeyin, Allen bir bıraktım mı bir daha hiç içmem.” dedi.

Uyarımı tam olarak anlamadığını fark etmiştim. “Şimdi ne düşündüğünüzü biliyorum ama altı ay sonra?” diye sorduğumda bana “Allen, bir daha hiç sigara içmeyeceğim” yanıtını verdi.

Yaklaşık bir yıl sonra yeniden aradı. “Allen, Noel’de küçük bir puro içtim ondan beri günde yine iki paket sigara içmeye başladım. Ona “İlk telefon görüşmemizi anımsıyor musunuz) Sigaradan o kadar nefret ediyordunuz ki bir hafta boyunca sigara içmemenizi sağlarsam bana 1000 pound ödemeyi önermiştiniz.” dediğimde “Anımsıyorum. Ne kadar aptallık ettim değil mi?” dedi. “Bir daha sigara içmeyeceğinize dair verdiğiniz sözü anımsıyor musunuz?” diye sorduğumda “Biliyorum çok geri zekalıyım.” diye yanıtladı.

Bu şuna benziyor. Boğazına kadar bataklığa batmış ve yakında tamamen batacak bir insana rastlıyorsunuz, dışarı çekiyorsunuz, size teşekkür ediyor ve altı ay sonra yeniden içine atlıyor.

Aynı adamın daha sonra katıldığı başka bir seansta söyledikleri çok ilginçti.

“İnanır mısınız, oğluma yirmi birinci yaş gününe kadar sigara içmezse 1000 pound vereceğimi söyledim ve verdim. Şimdi yirmi iki yaşında ve baca gibi sigara içiyor. Bu kadar aptal olduğuna inanamıyorum.”

“Oğlunuza nasıl aptal dediğinizi anlamıyorum. O hiç değilse yirmi iki yıl tuzağa düşmemeyi başarmış ve kendisini ne gibi bir felaketin beklediğini de daha bilmiyor. Oysa siz biliyordunuz, yine de ancak bir yıl dayanabildiniz.” karşılığını verdim.

Sigarayı kolaylıkla bırakan fakat sonra yeniden başlayan tiryakiler başlı başına bir sorun oluştururlar. Onlara yardımcı olabilmek için yakında ikinci bir kitap çıkaracağım. Bu arada siz sigarayı bırakırsanız LÜTFEN RİCA EDİYORUM AYNI HATAYA BİR KEZ DAHA DÜŞMEYİN. Tiryakiler bu kişilerin bağımlılıkları devam ettiği ve sigarayı özledikleri için yeniden başladıklarını sanırlar. Aslında bırakmakta hiç güçlük çekmedikleri için sigaradan artık korkmazlar ve “Arada bir içmemde bir sakınca yok, bir daha bağımlılık kazansam bile yine bırakırım nasıl olsa.” diye düşünürler. Korkarım olay bu kadar basit değil. Sigarayı bırakmak kolay da bağımlılığı kontrol altında tutmak olanaksızdır. Sigarayı bırakmanın en önemli şartı sigara içmemektir.

Beni hayal kırıklığına uğratan ikinci kategori ise bırakmayı denemeye cesaret bile edemeyecek derecede korkanlar yada denese bile çok savaş verenler kategorisidir. Buradaki temel sorunlar şunlardır.

1.      Başaramamaktan korkmak. Başaramamak ayıp değil ama hiç denememek büyük aptallık. Olaya söyle bakın: Bir yere gizleniyorsunuz fakat sizi arayan yok! En kötü durumda başaramazsınız o zaman da durumunuz şimdikinden daha kötü olmaz. Başarırsanız ne kadar iyi olacağını düşünün. Fakat denemezseniz başarısızlığınızı garantilemiş olursunuz.

2.      Paniğe kapılmaktan ve kendini perişan etmekten korkmak. Bu yüzden endişe etmenize hiç gerek yok. Bundan sonra hiç sigara içmemenin size ne gibi bir felaket getireceğini düşünün. Hiç. Sigara içmeye devam ettiğiniz zaman ise başınıza felaketler gelecek. Panik sigaradan kaynaklanır ve kısa sürede yok olur. En büyük kazanç bu korkudan kurtulmaktır. Yoksa tiryakilerin kollarının bacaklarının kesilme riskine sigaradan aldıkları zevkten dolayı mı katlandıklarını sanıyorsunuz? Paniğe kapıldığınızda derin bir nefes almanız yeterlidir. Başkaları moralinizi bozarsa onlardan uzaklaşın. Bir garaja, boş bir büroya yada başka bir yere gidin.

Ağlamak istediğinizde utanmayın. Ağlamak gerginliği atmanın en iyi yoludur. İçinden geldiği gibi ağlamak insanları her zaman rahatlatmıştır. Oğlan çocuklarının ağlamamaları gerektiğini söylediğimizde çok büyük kötülük yaparız. Zavallılar gözyaşlarını tutarlar ama dişleri, birbirine vurmaktan zangırdar. Duyguları dışa vurmak uzun süre erkekliğe yakıştırılmadı. Fakat insanlar  duygularını  içlerine  atmak  için  değil  dışarı  göstermek  için yaratılmışlardır. Bağırın, çağırın, tepinin, kartonları dolapları tekmeleyin. Verdiğiniz savaşı, kaybetmemeniz gereken bir boks maçı olarak görün. Zamanı kimse durduramaz. Her geçen dakika içinizdeki canavar biraz daha ölür. Kaçınılmaz başarınızı kutlamaya başlayın.

3.      Talimatlarıma uymamak. İnanılması güç ama bazı tiryakiler “Yönteminiz bende etkili olmadı” diyorlar. Sonra talimatlarımı –yalnızca bir tanesini değil tümünü –nasıl hiçe saydıklarını anlatıyorlar. (Açıklığa kavuşturmak için bölümün sonunda bir kontrol listesi vereceğim.)

4.      Talimatlarımı yanlış uygulamak. En önemli hatalar:

a)      “Sigarayı düşünmekten vazgeçemiyorum.” Tabii vazgeçemezsiniz ve denemeye kalkarsanız korku ve mutsuzluk yaratırsınız. Bu akşamları uykuya dalmak gibi bir şeydir: Siz denedikçe güçleşir. Ben her sabah kalkarken  yada  her  akşam  yatarken  yüzde  doksan  sigarayı düşünürüm. Önemli olan ne düşündüğünüzdür. “Canım öyle çok

sigara istiyor ki!” yada “Ne zaman özgür olacağım?” diye düşünürseniz durum kötü. “YAŞASIN, artık özgürüm!” diye düşünürseniz mutlu olursunuz.

b)      “Bu bedensel bağımlılık ne zaman kaybolacak?” Nikotinin vücudunuzu terk etmesi uzun sürmez ama vücudun ne zaman nikotin istemekten vazgeçeceğini söylemek olanaksız bir şeydir. İnsanın kendisini boş ve güvensiz hissetmesi normal açlık, üzüntü veya stres tarafından kaynaklanır. Bu yüzden “irade yöntemi” uygulayan tiryakiler sigarayı kesin olarak ne zaman bıraktıklarını tam olarak bilmezler. Vücut nikotin istemezse ve siz yalnızca açlık duyarsanız veya stres içindeyseniz beyin hâlâ “Bu senin sigara istediğin anlamına gelir” der. İşin komik tarafı nikotin isteğinin geçmesini beklemenize gerek yoktur, zaten o kadar hafiftir ki fark edilmez bile. Biz onu bir istek olarak biliriz: “Canım şimdi sigara istiyor.” Diş doktorundan çıktığınızda çenenizdeki ağrının geçmesini mi beklersiniz? Tabii ki hayır. Günlük yaşamınıza devam edersiniz. Çeneniz ağrısa da mutlusunuzdur.

c)        “Sigardan kurtulduğunuzu fark edeceğiniz anın gelmesini beklemek.” Bunu beklerseniz yalnızca bir korku daha yaratmış olursunuz. Bir kez “irade yöntemi” ile üç hafta boyunca sigarasızlığa dayanmıştım. Sigarayı bırakmış eski bir okul arkadaşıma rastladım. Nasıl olduğumu sorduğunda “Üç haftadır idare ediyorum.” Dedim. “Ne demek üç haftadır idare etmek?” diye sordu. Ben de üç haftadır sigara içmediğimi söyledim. Bunun üzerine bana “Peki şimdi ne yapacaksın? Yaşamının gerisini idare etmekle mi geçireceksin? Ne bekliyorsun ki? Başardın artık. Artık tiryaki değilsin.” dedi.

Kendi kendime “Haklı, neyi bekliyorum ki?” diye düşündüm. Ne yazık ki o zamanlar tuzağın mekanizmasını bilmiyordum ve kısa bir süre sonra yeniden başladım. Fakat bu noktayı aklımın bir köşesine koydum. Son sigaranızı söndürdüğünüz an sigarayı bırakmış oluyorsunuz. Önemli olan ilk andan itibaren sigara içmemekten mutluluk duymaktır.

d)      “Canım hâlâ sigara istiyor.” O zaman aptalsınız. “Sigarayı bırakmak istiyorum.” dedikten sonra nasıl “Bir sigara içmek istiyorum” dersiniz? Bu bir çelişkidir. “Bir sigara içmek istiyorum dediğiniz zaman “Ben bir tiryaki olmak istiyorum” demiş olursunuz. Sigarayı bırakmış kişiler sigara içmek istemezler. Ne istediklerini bilirler. Kendinizi cezalandırmaktan vazgeçin artık.

e)      “Benden geçti artık.” Neden ki? Yapmamanız gereken tek şey kendinizi zehirlememektir. Yaşamınıza son vermek zorunda değilsiniz. Bakın, çok kolay. Önünüzdeki bir kaç gün biraz sıkıntı çekeceksiniz. Vücudunuz nikotin isteyecek. Bu süre içinde hep şunu düşünün: Eskisinden daha kötü bir durumda değilsiniz. Sigara içtiğiniz süre içinde de sigarasız kalabiliyordunuz, uyurken, kilisede, süpermarkete veya kütüphanelerde. O zamanlar buna pek aldırmıyordunuz. Şimdi bırakmazsanız yaşamınızın sonuna dek sigarasızlıktan yakınacaksınız. Sigara yemeğin, içkinin, arkadaş partilerinin zevkini artırmaz tam  tersine  azaltır.  Vücudunuzun  hâlâ  nikotin  istediği zamanlar bile güzel bir yemek veya arkadaş toplantıları hoş olaylardır. Yaşam çok güzel bir şeydir. Aralarında tiryakiler de olsa insanların içine girin. Unutmayın yoksunluk duyan siz değilsiniz, tiryakilerdir. Hepsi teker teker sizin yerinizde olmaya can atar. İlk olmanın ve dikkatleri üzerinize çekmenin tadını çıkarın. Sigarayı bırakmak, üzerinde bol bol konuşulabilecek güzel bir konudur, özellikle de tiryakiler sizin hoşnut ve mutlu olduğunuzu görünce. Hayranlık içinde yüzeceksiniz. Buradan önemli olan yaşamın başından beri keyfini çıkarmak. Tiryakileri kıskanacak hiçbir neden yok. Tiryakiler sizi kıskanacak.

f)      “Kendimi perişan ve gergin hissediyorum.” Bu ancak talimatlarıma uymazsanız başınıza gelir. Sorun nerede onu bir düşünün. Bazıları söylediğim her şeyi anlar, her şeye inanır ama işin başında sanki felaket bir şey olacakmış gibi dünyanın sonu gelmiş havasına girer. Yalnızca kendi isteğinizi değil aynı zamanda dünyadaki bütün tiryakilerin özendiği bir şeyi yapıyorsunuz. Sigarayı bırakmış herkes – hangi yöntemle olursa olsun- ruhsal dengesine kavuşur ve sigarayı düşündüğü zaman içinden “YAŞASIN! ARTIK ÖZGÜRÜM!” diye sevinir. Sizin de amacınız buysa daha ne bekliyorsunuz ki? İşe bu düşünceyle başlayın ve sonun kadar öyle devam edin. Kitabın geri kalan bölümü size başka bir alternatif olmadığını gösterecektir.

Arayınız...