Tiryakiler bugünlerde bir panik içindeler. Toplumda bazı şeylerin değiştiğinin farkındalar. Bugün artık sigara içmek tiryakiler arasında bile anti sosyal bir davranış olarak görülüyor. Olayın sona yaklaştığının siz de farkındasınız. Milyonlarca tiryaki sigarayı bırakıyor diğerleri de bunun bilincinde.

Ne zaman bir tiryaki sigarayı bıraksa geride kalanlar kendilerini kötü hissederler. Tiryakiler bir kağıda sarılmış kuru yapraklar için o kadar para vermenin, onları yakıp kansere yol açan katranlı maddeleri ciğerlerine doldurmanın komik olduğunu içgüdüsel olarak bilirler. Bu olayı hâlâ bir aptallık olarak görmüyorsanız yanan bir sigarayı kulağınıza sokmaya çalışın ve kendinize aradaki farkı sorun. Tek fark bu şekilde bedeninize nikotin vermemiş olmanızdır. Ağzınıza sigara koymaktan vazgeçebilirseniz nikotine gereksinim duymazsınız.

Tiryaki sigara içmesine hiçbir mantıklı açıklama getiremez fakat başkaları da içtiği için kendisini o kadar kötü hissetmez.

Tiryakiler sigara yüzünden hem kendilerini hem de başkalarını aldatırlar. Buna zorunludurlar. Saygınlıklarını tamamen yitirmemek için kendi kendilerine aldatmacalar yaratırlar. Alışkanlıklarını hem kendilerine hem de başkalarına karşı haklı çıkarmak gereksinimi duyarlar. Bu yüzden sürekli sigaranın hayal ürünü avantajlarının reklamını yaparlar. Tiryaki sigarayı “irade yöntemi” ile bırakmaya çalışırsa sürekli bir şeyden yoksun kaldığı duygusuna kapılır ve yakınır. Bu tiryakiler için sigara içmeye devam etmekte ne kadar haklı olduklarının kanıtıdır. Bir tiryaki sigarayı bırakmayı başardığında sağlığına zarar vermeye ve gereksiz para harcamaya son verdiği için mutludur. Fakat bunun için kendini haklı çıkarmaya çalışmaz, etrafta sigara içmemenin ne kadar harika olduğunu abartılı bir şekilde duyurmaz. Bunu ancak biri ona sorduğu zaman anlatır. Fakat tiryakiler istemedikleri şeyleri duymamak için zaten bir şey sormazlar. Unutmayın, tiryakiler korku yüzünden sigara içerler ve sigara içmemenin avantajlarını görmezlikten gelirler. Ancak sigarayı bırakmaya niyetlendikleri zaman bu konuyla ilgilenirler.

Tiryakilere yardımcı olun. Korkularını silin. Sağlığa zarar vermek zorunda olmamanın, sabahları kalkınca öksürmek ve nefes darlığı çekmek yerine sağlıklı ve zinde olmanın, esirlikten kurtulmanın, o kara lekeler olmadan yaşamdan zevk alabilmenin ne kadar güzel olduğunu anlatır.

Yada en iyisi bu kitabı okumalarını sağlayın. Morallerini bir de havayı kirlettikleri veya pis oldukları gibi saldırılarla bozmayın. Sigarayı bırakmış kişilerin bu konuda en kötü oldukları söylenir. Bunda doğruluk payı vardır ve sanırım “irade yönteminden” kaynaklanır. Tiryaki alışkanlığından kurtulmuştur fakat beynindeki aldatmacaların izleri olduğu gibi durduğundan bir bakıma hâlâ özveride bulunduğunu düşünür. Çabuk kırılır ve doğal bir karşı koyma mekanizmasından dolayı saldırılarda bulunur. Bu kendisine yardımcı olabilir ama diğer tiryakilere hiçbir yararı yoktur. Yalnızca onların savunmaya geçmelerine, kendilerini daha da perişan hissetmelerine ve sigara gereksinimlerinin artmasına neden olur.

Toplumdaki sigara imajının değişmesi milyonlarca kişinin sigarayı bırakmasına neden olduğu halde sigarayı bırakmalarını kolaylaştırmaz. Tam tersine olayı büyük bir ölçüde güçleştirir bile. Bugün tiryakilerin çoğu sigarayı sağlık nedeniyle bıraktığını düşünür.

Bu aslında doğru değildir. Sağlık sigarayı bırakmanın en büyük nedenidir gerçi ama tiryakiler yıllardır sağlığa aldırmadan ölümüne sigara içerler. Asıl neden toplumun artık sigaranın gerçek halini, yani kötü bir uyuşturucu bağımlılığı olduğunu görmesidir. Zevk zaten hep hayaldi. Toplumdaki bu değişiklik, hayali ortadan kaldırdığı için tiryakinin artık tutunacak hiçbir dalı kalmaz.

Londra metrosunun tamamında uygulanan sigara yasağı bu ikilemin klasik bir örneğidir. Tiryaki ya “Peki, eğer metroda sigara içemezsem başka bir taşıt kullanırım.” diye düşünür ve metro idaresi büyük kayıplar yaşar, yada “Tamam, bu hiç değilse daha az sigara içmeme neden olur.” Der. Metroda içeceği ve zaten zevk almayacağı bir yada iki sigaradan bir saatliğine vazgeçecektir. Fakat bu zorunlu yoksunluktan  dolayı  yalnızca ruhsal bakımdan eziyet çekmekle ve ödülünü beklemekle kalmaz bir de vücudu acil olarak nikotin istemeye başlar –ve birazdan yakacağı ilk sigara ona en çok keyif verecektir.

Zorunlu yoksunluk sigara tüketimini azaltmaz çünkü tiryaki içebildiği an çok daha fazla sigara içer ve böylelikle sigaranın ne kadar değerli bir şey olduğu düşüncesi onaylanmış olur. Zorunlu yoksunluğun en hain yanı hamile kadınlar üzerindeki etkisidir. Zavallı geçlerin sonunda bağımlılık kazanmalarını sağlayan reklam bombardımanına tutulmasına  göz  yumarız.  Sonra  kafalarındaki  yanlış  inançlardan  dolayı  sigaraya gereksinim duyduklarını sandıklarında yaşamlarının herhalde en büyük stresine girerler, çünkü tıp onlara bebeğe zarar vermek istemiyorlarsa sigarayı bırakmalarını söyler. Bir çoğu istediği halde bırakamaz ve yaşamı boyunca suçluluk duygusu çeker. Birçoğu bırakır ve bıraktığına sevinip “Harika bunu bebeğim için yapıyorum dokuz ay sonra ben de kurtulmuş olurum zaten.” diye düşünür. Sonra sancılarla birlikte doğumdan korku başlar derken dünyanın en güzel duygularından biri yaşanır. Sancılar ve korku geçmiş bebek doğmuştur. Eski çağrışım mekanizması yeniden başlar. Asılsız inançların izleri hâlâ duruyordur ve daha neredeyse göbek bağı kesilmeden genç annenin ağzına bir sigara yerleşir. O sonsuz sevinci içinde sigaranın tadının ne kadar iğrenç olduğunu fark etmez bile. Yeniden başlamak niyetinde değildir. “Yalnızca tek bir sigara.” diye düşünür. Çok geç! Bağımlılık kazanmıştır bile. Nikotin bedenine girmiş eski arzu yeniden ortaya çıkmıştır. Hemen olmasa bile doğum sonrası yaşanan depresyon zamanında düzenli olarak sigara içmeye başlar.

Eroin kullanmak yasal bir suç olarak görüldüğü halde toplumumuz haklı olarak şu soruyu sorar: “Bu zavallı insanları kurtarmak için ne yapabiliriz?” Tiryakilere de aynı davranışı  göstermemiz  gerekir. Tiryaki  sigarayı  istediği için değil  içmesi  gerektiğine inandığı için içer ve eroinmanlardan farklı olarak yıllarca ruhsal ve fiziksel eziyet çeker. Hızlı ölümün yavaş ölümden iyi olduğunu söyleriz hep. Bu yüzden tiryakiyi kıskanmanıza hiç gerek yoktur, ona acımalısınız.

Arayınız...