Dr_David R Hawkins Frekanslar

Dr. David R. Hawkins (1927-2012), frekanslar ve bilinç düzeyleri arasındaki etki ve ilişki üzerine bir dizi araştırma gerçekleştirmiş ve Hawkins Bilinç Haritası olarak adlandırılan tabloyu ortaya koymuştur. Yaptığı deneylerde, yüksek frekanslı duygu ve düşüncelerin düşük frekansta olanlardan daha güçlü ve etkili olduğunu gözlemlemiştir.

Amerikalı bilim insanı Dr. David R. Hawkins (1927-2012), frekanslar ve bilinç düzeyleri arasındaki etki ve ilişki üzerine bir dizi araştırma gerçekleştirmiş ve Hawkins Bilinç Haritası olarak adlandırılan tabloyu ortaya koymuştur. Yaptığı deneylerde, yüksek frekanslı duygu ve düşüncelerin düşük frekansta olanlardan daha güçlü ve etkili olduğunu gözlemlemiş, en yüksek frekansa ulaşmış bir bilincin düşük frekansta olan 70 milyon bilinci dengeleyebildiğini klinik olarak kanıtlamış ve bu konuyu “Güce Karşı Kuvvet – Bilincin Anatomisi” kitabında detaylı bir şekilde anlatmıştır. Araştırmalarından elde ettiği kritik bir bulgu, cesaretin 200 seviyesinde olduğunu ve ölçümü 200’un altında çıkan tüm duygu, düşünce ve durumların bireyi ve çevresini zayıflattığını, yorduğunu ve frekansını aşağıya çektiğini göstermiştir.

Bir diğer önemli gözlem ise yüksek bilinç frekanslarının düşük frekansları dengeleyebildiği yönündedir. Buna göre, bir kişinin bilinç frekansı yükseldiğinde, çok sayıda düşük frekansta olan bilinci etkilenip dengelemektedir. Örneğin, 300 seviyesindeki bir kişi, 200’ün altındaki 90.000 kişiyi dengeleyebilirken, 400 seviyesindeki bir kişi 200’ün altındaki 400.000 kişiyi, 500 seviyesindeki bir kişi 200’ün altındaki 750.000 kişiyi, 600 seviyesindeki bir kişi 200’ün altındaki 10 milyon kişiyi, 700 seviyesindeki bir kişi ise 200’ün altındaki 70 milyon kişiyi dengeleyebilmektedir. Bu durum, pozitif ve her şeyi olduğu gibi kabullenmiş bir insanın yaydığı enerjinin, düşük enerjiye sahip 90.000 insanın enerjisini dengeleyebildiğini göstermektedir. Aynı şekilde, sevgiyi gerçek anlamda yaşayan bir insanın enerjisi, 750.000 insanın düşük enerjisini dengeleyebilirken, barış ve huzur içinde yaşayan bir insanın enerjisi 10 milyon insanın düşük enerjisini dengeleyebilmektedir.

Bireyler gibi, toplumlar, kültürler, ülkeler ve coğrafyalar da kendi titreşim seviyelerine sahiptir. Bu titreşimler, o alanda yaşayan insanlar, bitkiler, toprak, hava, eşyalar, binalar gibi unsurlar tarafından oluşturulmaktadır. 200’ün altındaki enerji alanları genellikle açlık, kıtlık, hastalıkların yaygın olduğu, cahillik ve işsizliğin sıkça görüldüğü ilkel şartlara sahip ortamları ifade ederken, tatmin edici bir yaşamın 250’lerde başladığı belirtilmektedir. 300’lerde teknolojik ve ekonomik olarak gelişmiş bir toplum mümkün olurken, 400’lerde yüksek eğitim, bilgi, kültür ve sanat seviyesi yaşanmaktadır. 500 seviyesi ise bir dönüşüm noktasını temsil eder ve toplum artık spiritüel bir hal almaktadır. 600 seviyesi, şefkat ve sevginin hüküm sürdüğü, tüm eylemlerin sevgi tarafından yönlendirildiği bir seviyedir. Bu seviyenin ötesinde, yapılan araştırmalara göre, bir kişi 700 seviyesinde ise, 200’ün altındaki 70 milyon insanı dengeleyebilmektedir.

Ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking’e göre, insanlığın %85’inin 200’ün altında titreştiği, ancak son dönemde ortalama farkındalık seviyesinin 204’e ulaştığı belirtilmektedir. Hawking, anlamlı bir kişisel tatmin duygusunun 250’nin altında gerçekleşemediğini ifade etmektedir. Rezonans bilgisi de paragrafın sonunda kısaca bahsedilen konular arasında yer almaktadır. Rezonans, farklı iki cismin frekanslarının birbirine uyması ve birbirini yakalaması anlamına gelir. Bu durumu açıklamak için rezonans terapilerinden ve rezonans kanunundan bahsedilmiş, titreşimler aracılığıyla nasıl iletişim halinde olduğumuzun anlaşılmasının önemi vurgulanmıştır. Rezonans kanunu, benzerlerin birbirini çektiği temel bir kurala dayanır. Duygularımız, düşüncelerimiz ve olaylar da bu rezonans prensibine göre şekillenir ve yaşamımıza çektiğimiz enerjiyi belirler.

Son olarak, istenilen şeylerin gerçekleşmemesi, arzulara ulaşılamaması, istenmeyen unsurların hayata girmesi, mutsuzluk veya yenilgi durumlarının yaşanması gibi sorunların temelinde Rezonans Kanunu’nu bilmeme ve anlamama olabileceği belirtilmiştir. Rezonans Kanunu’nun kavranması ve nasıl kullanılacağının anlaşılmasıyla hayatın her yönünde olumlu değişikliklerin mümkün olacağı ifade edilmiştir. Kuantum fiziği, kuantum biyolojisi, modern matematik ve epigenetik gibi alanlardaki yeni buluşların, düşünce biçimimizin bizi nasıl şekillendirdiğini ortaya koyduğu ve bu bilgilerin sağlık, bağışıklık sistemi, hormonal denge, mutluluk kabiliyeti gibi konularda önemli etkileri olduğu belirtilmiştir. Bu bağlamda, paragraf, Bach Çiçekleri remedileri ile duyguların dengeleyerek, bireyi merkezlenmiş ve dengeli bir hale getirerek, enerji frekansını yükselttiğini ve Zihin-Beden-Ruh üçgenini dengelediğini vurgulamıştır.

Arayınız...