Rezonans terimi iki frekansın uyumlanması olarak açıklanabilir. Homeopatiden ilham alarak geliştirilen rezonans terapilerinde yapılan işlem vücuda dışarıdan verilen enerjetik sinyallerle vücudun/ruhun etkileşime sokulması ve canlının enerjetik doğasında değişiklik yaratılmasıdır. Rezonans terapileri;
a) Alerjen/toksik ya da bağımlılık yapan maddelerden alınan enerjetik bilgi (Ters çevrilerek) belirli güç ve frekans aralığında vücuda/enerji alanına verilerek
b) Vücut atıklarından alınan enerjetik bilgi (ters çevrilerek) belirli güç ve frekans aralığında vücuda/enerji alanına verilerek,
c) Vücudun kendisinden (özellikle problem bölgesinden) alınan enerjetik bilgi (ters çevrilerek) belirli güç ve frekans aralığında vücuda/enerji alanına verilerek
d) Homeopatik ilaçlardan alınan enerjetik bilgi (ters çevrilmeden-amplifiye edilerek) belirli güç ve frekans aralığında vücuda/enerji alanına verilerek kullanılır.
Yukarıda bahsedilen rezonans terapilerinde kullanılan cihazlar (QUiTT ailesi) bir frekans üretmez, daha çok cihazın giriş peteği ve giriş elektrodu üzerinden cihaza tanıtılan frekansı modüle etme şeklinde çalışır. Bunun yanında pulsatil
elektromanyetik frekans üreten cihazlar (PEMF cihazları) yardımı ile yapılan rezonans terapileri de vardır ancak bu dokuman özellikle ilk paragrafta bahsi geçen QUiTT terapileri için hazırlanmıştır.
Kalp pili taşıyan kişilerde rezonans terapileri kullanılmaz.
Metal implantlar QUiTT seanslarından etkilenmez. (Pemf terapilerinde ise metalik implantın tam üzerine bir elektrot yerleştirilmemelidir) Her iki yöntem de kalpte stend olması durumunda rahatlıkla kullanılabilir.
Hamilelik varsa “Ana Program” kullanılmaz. Bach çiçekleri, frekans filtrelemeleri ya da roller uygulamaları hamilelerde destekleyici olarak uygulanabilir ancak bu sadece hekimin insiyatif ve sorumluluğundadır.
Epilepsi hastalığının varlığında “Ana Program” kullanılmaz. Eğer kullanılacaksa, daha küçük müdahaleler yapılması güvenli olan yoldur.
Rezonans Terapileri vücudun adaptasyon yeteneğinin azaldığı (ileri yaş-ağır ilaç kullanımı, ağır seyreden hastalıklar) durumlarda da kullanılır ancak bu kişilerde “Ana Programlar” kullanılacaksa bile kişiler Detoks problemleri açısından yakın gözlem altında tutulmalıdır. Bu gibi durumlarda genel olarak dengeleme protokolleri ile başlamak ve “Ana Program” ı genel durumda biraz düzelme olduktan sonra ve eğer hala gerekiyorsa kullanmak en doğru yoldur.
Seçilecek programlara dikkat edilmesi kaydı ile, bir yaş sınırı yoktur.
Bebekler anne ile birlikte seansa alınır. Bunun için,
a) Giriş peteği: (diğer ampuller yanına) bebeğin idrar/vücut atığı konularak
b) Giriş elektrodu: Bebeğin göbeğinin 2 parmak altına yapıştırılan bir elektrot üzerinden giriş alarak
c) Çıkış elektrodları: Anneye verilerek (ellere verilen elektrotlar ve ense/göbeğin altına konulan plakalar)
d) Bebek anneye tensel temas içerisinde bulundurularak (anneyle çıplak ten teması içinde uyuması gibi) seans verilebilir.
Özellikle çocuğun yaşı küçükse veya hiperaktivite/dürtüsellik gibi durumlar varsa, a) Çocuk annenin kucağında otururken;
b) Giriş elektrodu olarak kafa elektrodu olduğu halde
c) El elektrodu hiç kullanılmadan
d) Daha da pratikleşme adına; göbeğin iki parmak altına ve ensede C7 nin altına konulan metal plaka yerine bu gölgeye yapışkan elektrodlar yapıştırılarak
Bu sırada karşısındaki bir laptopta çocuğun sevdiği bir film vb nin açılması da düşünülebilir.
Alınabilir ancak özellikle Ana Programlar sonrasında vücudun detoks yükünün artacağı için bol su içilmesi zorunludur. Bu durumda kişinin diyaliz hekiminin önerileri alınmalıdır, eğer bu olmaz ise sadece “Dengeleme Protokolü” ile gidilmelidir.
2. sorudaki cevaba ek olarak, hamilelik bir olasılık olarak varsa bile özellikle güçlü bir detoks başlatmasını beklediğimiz “Ana Program”lar kullanılmaz.
Evet alınabilir ancak sigara bırakma seanslarından sonra bebeğin (oluşan detoks yükünden dolayı) emzirmeyi reddetmesi de olasıdır. Bu yüzden doğumdan sonra ilk 6 ay boyunca mümkünse ana programların kullanıldığı bir seans yapmamak, eğer yapılması gerekiyorsa bebek için 3 günlük süt ayırmak ve o günlerde emzirmemek en güvenli ve doğru yoldur.
Bazen sigara seansları dışında da, emziren anneye ana program içeren bir seans yapıldığında (oluşan toksin yükünden dolayı) bebekte barsak problemleri ya da hafif döküntüler olabilir ancak bu bir iki günü geçmez, tamamen geçicidir ve bebeğin anne üzerinden aşılanması gibi bile değerlendirilebilir.
Kortizon içeren ilaçlar detoks kavramını sekteye uğratacağı için rezonans terapileri sırasında ve sonrasında, ille de gerekmedikçe alınmamalıdır. Bu ilaçların alınması zorunlu ise seanslar yine de yapılmalıdır ancak terapi etkinliğini sınırlı olabileceğini akılda tutup bunu danışanla da paylaşmayı öneriyoruz.
Kemoterapi ilaçları alanlar ya da radyoterapi gören hastalarda Rezonans Terapileri uygulanabilir ancak bu kişilerdeki seanslar mümkünse daha düşük güçlerde başlamalı, bu kişilerde “Ana Programlar” kullanılacaksa bile Detoks problemleri açısından yakın gözlem altında tutulmalıdır
Eğer dengeleme protokolü ve diğer yüksek potans olmayan uygulamalar yapılacaksa anesteziden bir gun öncesine kadar seans yapılabilir ya da anestezinin ertesi günü yine seans verilebilir. Ancak ana programların kullanılacağı daha güçlü seanslar yapılacaksa seansın sonrasında vücudun en az 4 günlük bir istirahate ihtiyaç duyacağı bu sürede ille de gerekmedikçe vücudu-ruhu-enerji sistemini strese sokan uygulamalardan kaçınılmasının seansların etkinliğinin iyi olması için önemli olduğu unutulmamalıdır.
Tüp bebek tedavisine başlamadan önce, 4 seanslık bir detoks kürünün uygulanması ya da en azından 2 seanslık bir gıda silme protokolü yapılması kesinlikle önerilir.
Özellikle Ana Program kullanılan seanslardan sonra sersemlik, bir huzur hali ve uyku isteği görülmesi normaldir ancak bu halin kısa süre araba kullanmayı engelleyecek kadar olması beklenmez. Seans sonrasında uzun yola çıkılması ise önerilmez çünkü kişinin evine gidip dinlenmesi tercih edilir. Çünkü rezonans terapileri sonrasında vücudun kendini tamir ve yenileme için sakin, rahat, stressiz kalması seansların etkinliğinin iyi olması için belirleyicidir.
Ultrason rezonans terapileri ile etkileşmez. Röntgen ya da tomografi gibi radyasyona maruz kalınan işlemler teorik olarak vücudun elektromanyetik doğasında düzensizliklere yol açar, vücudun adaptasyon yeteneğini zayıflatabilir ve seanslardan alınacak yanıtı da etkileyebilir. Benzer bir şekilde, manyetik rezonans (MR) ın kullandığı güçlü manyetik alan da vücudun enerji sistemini etkileyecektir. Bu yüzden tercihimiz bu tip uygulamaların zorunlu kalınmadıkça rezonans terapileri seanslarıyla aynı günlerde yapılmamasıdır.
Not: Bu gibi yöntemlerin vücut enerji sistemi üzerindeki etkilerin azaltılması için küvet içerisinde kaya tuzu eklenmiş su ya da küvet içerisinde bikarbonat eklenmiş su ya da küvet içerisinde bentonit (medikil) eklenmiş su içerisinde 15-20 dakika geçirmek önerilir. Kişiler bu şekilde dengeleyici bir destek ve bir gece uykusu sonrası seansa alınabilir.
Uçak yolculukları da vücut üzerinde elektromanyetik yük yaratabilir. Seansların öncesi için, bir üstteki soruda verilmiş olan cevap uçak yolculukları için de geçerlidir.
Seansların sonrasında ise, zorunlu kalınmadıkça aynı gün içerisinde bir uçak yolculuğu yapılmasını tercih etmiyoruz. Eğer uçak yolculuğu yapılacaksa, yolculuk sonrasında bir önceki sorunun NOT kısmındaki önerimizi hatırlatıyoruz.
Botoks uygulamasının üzerinden en azından 10 gün geçmesi ve rezonans terapilerinin ancak bu şekilde ve özellikle kafa elektrotunu kullanmadan başlatılması en uygun olanıdır.
Özellikle diş çekme ve kanal tedavilerinin (bu işlemlerin vücut enerji sistemi üzerindeki olası etkilerinden dolayı) seanslarla aynı gün içerisinde yapılmasını önermiyoruz.
Rezonans terapileri sonrasındaki 3-4 gün (özellikle ana program kullanıldığı durumlarda) sinir sisteminin sakin/rahat tutulabilmesi ve vücut üzerinde stres yaratan durumlardan olabildiğince uzak durulmasını öneriyoruz. Lazer epilasyon uygulamalarının seanstan hemen önce ya da seanstan sonra 3-4 gün içerisinde sonrası yapılmamasını istiyoruz.
Rezonans terapilerinin enerji sistemi üzerindeki güçlü etkisini dengelemek üzere akupunkturdan yardım alınabilir.
Tercihimiz önce rezonans tedavilerinin 2+1 ya da 4 ya da 4+4 seanslık alerji/detoks kürü, sonra Ozon kürüdür.
Saat ve takıların çıkartılması önerilir. Cep telefonu kapalı olmalı ve hatta kişinin üzerinde bırakılmamalıdır.
QUiTT terapilerinde manyetik alan kullanılmaz yani kişinin seansa dahil olması için elektrotlarla temas etmesi gereklidir. Bu anlamda terapist sürmekte olan seanstan etkilenmez. Pemf terapilerinde ise manyetik alan dışarıya doğru yayılır ve terapist bu frekanslarla etkileşime girer. Ancak bu frekanslarla karşılaşmak terapist için kötü değildir aksine devamlı bir denge halini destekler.
Protokoller farklı konular için yeni başlamış kişileri yönlendirmek için oluşturulmuş – seanslar için önceden hazırlanmış program kombinasyonlarıdır. Rezonans terapilerinin temel felsefesini anladığınızda programlar arasındaki farkları da anladınız demektir ve artık danışanınızın ihtiyacına ve özelliklerine göre protokolleri değiştirerek kullanmaya başlarsınız. Aşağıdaki sorularda programlarla ilgili bazı tanımları göreceksiniz.
Ai modundaki programlar (Programların büyük çoğunluğu)
1) Cihazınızın peteği içine koyduğunuz toksik/zararlı/bağımlılık yapıcı/vücutta kirlenme yarattığı düşünülen maddeler üzerinden
2) Cihazınızın peteği içine koyduğunuz vücut atığı ya da problemi içerdiği varsayılan vücut sıvısı ya da parçası üzerinden
3) Cihazınızın giriş soketine bağlı bir elektrot vasıtası ile vücudun problem alanından alınan enerjetik bilgi üzerinden yapılan silme (invert/ters çevirme) uygulamasıdır.
A modundaki programlar (Sadece homeopatik yükleme programları)
Cihazınızın peteği içine koyduğunuz homeopatik ilacın enerjetik bilgisinin vücuda ya da yükleme peteği içerisindeki sprey üzerine “yüklendiği” uygulamalardır.
A modunda çalışan programlar “sadece” Homeopatik yükleme programlarıdır. Diğer bütün programlar Ai modunda çalışır.
Cihazın üzerindeki tuşlar, cihazınız bilgisayar üzerinden yani online modda kullanıldığı için tamamen devre dışıdır. Yani cihazın üzerindeki tuşların A ya da Ai de olması fark etmez.
Vücudun enerjetik doğasında güçlü bir enerjetik etki yaratacak, nispeten yüksek frekans alanlarında çalışan programlara yüksek potanslı terapi denir.
Hem yüksek potans alanında çalışan hem de programın yapısı itibarıyla güçlü bir etki yaratacağını düşündüğümüz programlara “Ana Program” denilir. Ana programların kullanımı ile ilgili şu kural önemlidir. Hangi endikasyon için kullanılmış olursa olsun, bir ana program bir kez kullanıldı mı, en az 3 hafta (mümkünse 5-6 hafta) süre geçmeden aynı program ya da başka bir ana program uygulanmamalıdır.
Kemoterapi ya da radyoterapi alan kanser hastaları, epilepsi, MS ya da danışanın immün sisteminin çok hassas olduğu diğer rahatsızlıklarda seanslara ana program ile başlamak yerine 3-4 seans “dengeleme protokolü” yapıp” sonrasında ise “overdose” açısından iyi izlemek kaydı ile Ana Program kullanılabilir.
Bir program “Ana Program” olarak adlandırtılmış ise bu isim programın güçlü olduğunu yani enerji sisteminde derinlemesine bir etki yaratacağını gösterir. Ana Programlar arasında da bir güç farkından bahsedebiliriz. Güçlü bir etkiden daha dengeli bir etkiye doğru sıralamak istersek
Alkol/Madde 1 – ANA PROGRAM (Frekans tarama tipi 2)
Sigara Bırakma – ANA PROGRAM (Frekans tarama tipi 2)
Alkol/Madde 2 – ANA PROGRAM (Frekans tarama tipi 1)
Gıda Bağımlılık – ANA PROGRAM (Frekans tarama tipi 1)
Quitt 1 – ANA PROGRAM (Frekans tarama tipi 1)
Quitt 2 – ANA PROGRAM (Frekans tarama tipi 1)
Ağrı/Problem Bölgesi 1 – ANA PROGRAM (Frekans tarama tipi 1)
Danışanın enerjetik yapısını 0 Hz -1 Mhz arasında tarayan yani genel bir temizlik dengeleme yapan programlardır. Etkisini; (bir nevi) evde yapılacak dip bucak temizlik değil de ortalığın süpürülmesi ve derlenip toplanması olarak da aklımızda tutabiliriz.
Giriş peteğine konulan;
1) Homeopatik ilacın ve vücudun doğasına uyumlu olduğu bilinen bir maddenin (örneğin bach çiçekleri ya da organ ampulleri) elektro homeopatik olarak (A modunda yani ters çevirmeden)
a. Seans sırasında, danışana
b. Ve danışan cihaza bağlı olmadan, sprey üzerine aktarılmasını sağlayan programlardır.
2) Vücut için zararlı olabilecek her şey; toksik, alerjik, bağımlılık yaratan maddeler, üzerinden “temizlik” amaçlı olarak (detoks modunda /Ai) sprey üretmek üzere kullanılan programdır.
Farklı konular için cihazınıza yüklenmiş 12 dakikalık programlardır. Bu programlar Endikasyon Programlarıyla Dengeleme Seansları” şeklinde yani aşağıda yazan dengeleme seanslarının içine eklenmiş olarak kullanılır. Nasıl kullanılacakları program kitapçığının en sonunda daha ayrıntılı şekilde yazılıdır.
Endikasyon programlarının adında rakamlar görüyorsanız bu rakamlar o endikasyon için denenebilecek diğer frekans gruplarını belirtmektedir. Bir yandan da, aynı isimdeki programlar arasında 1 den başlayan sıralamada sıralama arttıkça programın gücü (amplifikasyonlar) bir nebze azalır.
Bu şekildeki uygulamayı önermiyoruz. Bu şekilde bir uygulama “overdose” durumuna yol açabilir.
30. Ana programlar danışanda güçlü enerjetik etki oluşturacak programlar olduğu için endikasyon programları birlikte uygulanmamalıdır.
Endikasyon programları “endikasyon programıyla dengeleme protokolü” olarak, yani bazı programlarla kombine edilerek kullanılmalıdır. Yani;
a. Önce 12 dakika ya da 16 dakika frekans filtreleme yapılmalıdır.
b. Sonra en fazla 3 tane olacak şekilde endikasyon programları eklenebilir. Aynı isimli programlar olmamalıdır. (Örneğin Ağrı 1 ve Ağrı 2 aynı seansta kullanılamaz.)
c. Sonrasında Homeopatik yükleme programı kullanılabilir.
d. Sonrasında roller kullanılabilir. Hatta roller uygulamasının wavescanner ile bulunan frekans üzerinden uygulanması ve uygulama sırasında o problemle ilişkili olabilecek akupunktur meridyenleri üzerinde roller yapılması ekstra fark yaratır.
Roller adlı elektrotun ve Roller 1- Roller 2 programları ile (ya da wavescanner da bulunan kişiye özel frekans üzerinden) uygulanması işlemidir. Roller uygulaması inflamasyonun ve ödemin giderilmesinde son derece etkilidir. Özellikle ağrı şikâyetlerinde alevlenmeyi azaltır, uygulanan bölgede enerjetik bir temizlik yapar ve bu açıdan birçok farklı alanda kullanılmaktadır. Örneğin ağrı şikâyetlerinde, selülit ve yağlama bölgelerinde, kırışıklıklar üzerinde, varisler üzerinde, enerjetik yapıyı dengelemek için meridyenler üzerinde uygulanabilir.
Wavescanner; terapistin bir eliyle danışanın nabzını dinleyerek o andaki en uygun frekans kanalını bulmasını sağlayan, programınızın içinde bulunan ve eğer siz kullanmak isterseniz uzaktan bağlanma yolu ile açılabilen bir aplikasyondur. Wavescanner yardımıyla bulunan frekans 12 dakika uygulanır ve wavescanner yardımıyla bulunan kişiye özel frekans üzerindeki bu kısacık çalışma özellikle çözülemeyen durumlarda dramatik bir iyileşme yaratabilir. Wavescanner kullanımı yeni başlayan terapistler için uygun değildir ancak cihazlarla en azından birkaç ay deneyiminiz olduktan sonra seanslarınıza wavescanner’ı da eklemeye başlamanız şiddetle tavsiye edilir.
- A modunda –Bach çiçekleri ya da organ ampulleri gibi homeopatik ampuller ya da bitkisel/doğal içerikli ilaçlar
- Ai modunda farklı toksikler ya da detoks/alerji setindeki ampuller test edilebilir.
Burada dikkat edilmesi gereken test işleminin çok kısa sürede bitirilmesi gerektiğidir çünkü bu esnada aynı zamanda bulunan frekans üzerinden terapide uygulanmaktadır. Wavescanner’ın tek nokta frekans üzerinden yaptığı işlem çok güçlü bir etki yaratabilir – yani bilinçsizce kullanımı kişide overdose durumu yaratabilir.
Wavescanner testi bitirildikten sonra
Giriş: Petek seçilmiş olması koşulu ile
- A modunda; Bach çiçekleri gibi homeopatik ampullerin kişiye ya da spreye yüklenmesi
- Ai modunda; Alerjen toksiklerin kişiden silinmesi ya da Ai olarak sprey üzerine yüklenmesi yapılabilir.